Bu makale, süreci adım adım ve daha sade bir dille anlatarak genel bir kitleye hitap etmeyi amaçlamaktadır.
Giriş: Yeni Dönemde Çocuk Odaklı Yaklaşım
Boşanma veya ayrılık süreçleri, ebeveynler kadar çocuklar için de zorlayıcı olabilir. Bu süreçte en hassas konulardan biri de çocuk teslimi ve ebeveynlerin çocuklarıyla kişisel ilişki kurma düzenidir. Türkiye’de 2022 yılında yürürlüğe giren “Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına İlişkin İlam ve Tedbir Kararlarının Yerine Getirilmesine Dair Yönetmelik” ile bu süreç, artık icra daireleri aracılığıyla değil, tamamen çocuğun üstün yararını gözeten bir anlayışla yürütülmektedir. Peki, bu yeni sistem nasıl işliyor ve ebeveynlerin bilmesi gerekenler nelerdir?
Temel İlkeler: Her Zaman Çocuğun Üstün Yararı
Yeni düzenlemenin merkezinde çocuğun üstün yararı ilkesi bulunmaktadır. Bu ilke, süreçteki tüm adımların çocuğun ruhsal ve fiziksel sağlığını koruyacak, onun örselenmesini engelleyecek ve yaşına uygun bir yaklaşımla yürütülmesini zorunlu kılar. Temel prensipler şunlardır:
- Gönüllülük Esastır: Süreçlerin öncelikle tarafların anlaşmasıyla, gönüllülük esasına göre yürütülmesi hedeflenir.
- Çocuk Dostu Mekanlar: Teslim işlemleri, artık evlerde veya icra dairelerinde değil; parklar, bahçeler veya bu amaçla özel olarak tasarlanmış, çocuğun kendini rahat ve güvende hissedeceği “teslim mekanlarında” gerçekleştirilir.
- Uzman Desteği: Süreç boyunca psikolog, pedagog veya sosyal çalışmacı gibi uzmanlar görev alır. Bu uzmanlar, çocuğun kaygılarını azaltmak ve ebeveynlerle iletişim kurmak için destek sağlar.
- Masraflar Devlet Tarafından Karşılanır: Ebeveynler, bu hizmetler için (avukatlık ücreti hariç) herhangi bir masraf veya harç ödemezler. Tüm giderler Adalet Bakanlığı tarafından karşılanır.
Süreç Nasıl İşler? Adım Adım Çocuk Teslimi ve Kişisel İlişki
- Başvuru: Mahkeme kararının (ilam veya tedbir kararı) rızayla uygulanmaması durumunda, hak sahibi ebeveyn, çocuğun yerleşim yerindeki Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü’ne başvurur.
- İletişim Kurulması: Müdürlük, diğer ebeveynle (yükümlü) telefon gibi çeşitli iletişim kanallarıyla irtibata geçerek süreci gönüllülükle çözmeye çalışır.
- Teslim Emri: İletişim kurulamaması veya ebeveynin çocuğu getirmemesi durumunda, “teslim emri” tebliğ edilir. Bu resmi bir çağrıdır.
- Teslimin Gerçekleşmesi: Çocuk, belirlenen teslim mekanında uzman eşliğinde hak sahibi ebeveyne teslim edilir.
- Yaptırımlar: Mahkeme kararlarına ve teslim emrine uymayan ebeveyn hakkında, şikâyet üzerine disiplin hapsi gibi yaptırımlar uygulanabilir.
Ebeveynlere Öneriler
- Sürecin bir parçası olarak daima çocuğunuzun duygusal durumunu önceliklendirin.
- Diğer ebeveynle olan anlaşmazlıklarınızı çocuğa yansıtmaktan kaçının.
- Müdürlük tarafından görevlendirilen uzmanlarla iş birliği yapmaktan çekinmeyin. Onlar, bu zorlu süreci herkes için daha kolay hale getirmek üzere oradadırlar.
Çocuk Tesliminde Yeni Hukuki Düzenlemeler: Derinlemesine Bir Analiz
Bu makale, konunun hukuki boyutunu, eski ve yeni sistem arasındaki farkları ve akademik tartışmaları ele alarak daha detaylı bilgi arayan okuyucular için hazırlanmıştır.
Giriş: İcra Odaklı Sistemden Çocuk Odaklı Sisteme Geçiş
Türkiye’de çocuk teslimi ve kişisel ilişki kurulmasına dair uygulamalar, 7343 sayılı Kanun ile köklü bir değişikliğe uğramıştır. İcra ve İflas Kanunu (İİK) çerçevesinde yürütülen ve “çocuk haczi” olarak adlandırılan eski sistem, çocuğun bir “eşya” gibi muamele görmesi nedeniyle haklı olarak eleştirilmekteydi. Yeni düzenleme, süreci İİK kapsamından çıkararak Çocuk Koruma Kanunu (ÇKK) bünyesine almış ve Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerini görevlendirmiştir. Bu, paradigmatik bir değişimi ifade etmektedir: Artık süreç, borçlu-alacaklı ilişkisi temelinde değil, tamamen çocuğun üstün yararı ve insan hakları temelinde yürütülmektedir.
Yeni Sistemin Temel Dayanakları ve Hukuki İlkeleri
Yeni sistem, uluslararası sözleşmeler ve Anayasa ile güvence altına alınan temel ilkeler üzerine kurulmuştur:
- Çocuğun Üstün Yararı İlkesi: Tüm kararların ve uygulamaların merkezinde çocuğun menfaati yer alır. Bu ilke, Yönetmeliğin 6. maddesinde açıkça tanımlanmıştır.
- Çocuğun Görüşünün Alınması İlkesi: Çocuk, kendisini ilgilendiren konularda yaşı ve olgunluk düzeyiyle orantılı olarak dinlenir ve görüşlerine önem verilir. Çocuğun görüşmeyi reddetmesi halinde ne yapılacağı dahi Yönetmelik’te (Madde 39) düzenlenmiştir.
- Gönüllülük ve Uzman Desteği: Zor kullanma son çare olarak görülürken, öncelik tarafların uzlaşmasına ve bu süreçte uzmanlardan (psikolog, pedagog) destek almalarına verilir.
Eski ve Yeni Sistem Arasındaki Temel Farklar
| Özellik | Eski Sistem (İİK) | Yeni Sistem (ÇKK ve Yönetmelik) |
|---|---|---|
| Görevli Kurum | İcra Daireleri | Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlükleri |
| Temel Yaklaşım | Borcun tahsili, icra odaklı | Çocuğun üstün yararı, çocuk odaklı |
| Teslim Mekanı | Genellikle çocuğun yaşadığı ev, zorla girilerek | Çocuk dostu teslim mekanları (parklar, oyun alanları vb.) |
| Masraflar | Hak sahibi tarafından karşılanırdı | Adalet Bakanlığı bütçesinden (harçsız) |
| Yaptırım | Tazyik hapsi | Disiplin hapsi (fiillere göre farklılaştırılmış) |
| Uzman Rolü | Sınırlı ve genellikle yetersizdi | Sürecin merkezinde, aktif ve yönlendirici |
Akademik Tartışmalar ve Geliştirilmesi Gereken Yönler
Yeni sistem birçok olumlu değişiklik getirse de akademik çevrelerde bazı konular tartışılmaya devam etmektedir:
- Danışmanlık Tedbiri Eksikliği: Yönetmelik, kişisel ilişki kurulması sürecinde çatışma yaşanması halinde “danışmanlık tedbiri” uygulanmasını öngörürken (Madde 40), bu imkanın “çocuk teslimi” işlemleri için tanınmaması bir eksiklik olarak görülmektedir.
- Zor Kullanma Yetkisi: Yeni sistemde de zor kullanma ihtimalinin devam etmesi, çocuğun psikolojisi üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle eleştirilmektedir.
- Şikayet Usulü: Müdürlük kararlarına karşı aile mahkemesine şikayet yolu açık olmakla birlikte, bu sürecin detaylarının daha net düzenlenmesi gerektiği ifade edilmektedir.
Sonuç
Yeni düzenleme, çocuk teslimi ve kişisel ilişki süreçlerinde Türkiye için önemli ve olumlu bir adımdır. Çocuğu bir “hak öznesi” olarak tanıyan bu sistem, uygulamanın başarısı için görevli uzmanların yetkinliği ve ebeveynlerin iş birliği ile daha da güçlenecektir. Mevcut eksikliklerin ise zamanla giderilmesi, sistemin daha da çocuk odaklı hale gelmesini sağlayacaktır.